TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ İLE İCRA TAKİBİ VE TAHLİYE DAVASI

Tahliye Taahhüdüne Dayanarak Kiracının Tahliyesinde Arabulucuya Başvurmak Şart Mı?

MADDE 18/B- (Ek:28/3/2023-7445/37 md.);
“(1) Aşağıdaki uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır:
a) Kiralanan taşınmazların 2004 sayılı Kanuna göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler hariç olmak üzere, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar…”

Tahliye Taahhüdünün Geçerlilik Şartları

  1. Tahliye Taahhüdü Yazılı Olmalıdır.
  2. Tahliye Tarihi, Açık ve Net Bir Şekilde Anlaşılabilir Olmalıdır.
  3. Tahliye Taahhütnamesi, İlk Kira Sözleşmesinden Önce ya da Kira Sözleşmesi İle Aynı Anda Düzenlenmemiş Olmalıdır.
  4. Tahliye Taahhüdünden Sonra Yeni Bir Kira Sözleşmesi Yapılmamış Olmalıdır.
  5. Tahliye Taahhüdü Kiracının Bizzat Kendisi ya da Vekili Tarafından İmzalanmış Olmalıdır.
  6. Birden Fazla Kiracı Sıfatına Sahip Kiracı Varsa Bütün Kiracılar Tarafından Tahliye Taahhüdü İmzalanmış Olmalıdır.

1. Tahliye Taahhüdü Yazılı Olmalıdır

2. Tahliye Tarihi, Açık ve Net Bir Şekilde Anlaşılabilir Olmalıdır.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 09.03.2020 Tarihli, 2020/1175 E., 2020/2309 K. Sayılı kararı;
“…Somut olayda; taraflar arasında 01.02.2005 tarihli ve 01.05.2012 tarihli kira sözleşmeleri bulunduğu, davalı tarafından sözleşmelerdeki imzanın inkar edilmediği, 01/05/2012 başlangıç tarihli sözleşmenin 1. maddesinde sözleşmenin, taraflar arasında 01/02/2005 tarihinde yapılmış olan kira sözleşmesinin kira süresinin uzatılması, yeni dönem kira bedelinin belirlenmesi ve değişen şartlara uyarlanması amacıyla yapıldığının belirtildiği, 5. maddesinde “Kira süresi 01.05.2012 tarihinden başlayarak 3+2 yıl olarak kararlaştırılmış olup bu sürenin sonunda kiracı mecuru boşaltarak kiraya verene kayıtsız şartsız teslim edecektir.” şeklinde taahhüdün yer aldığı, davalının 01/02/2005 tarihli kira sözleşmesine göre bu tarihten itibaren kiralanan taşınmazda bulunduğu, söz konusu taahhüdün kira ilişkisi devam ederken verilen tahliye taahhüdü olduğu ancak taahüdün belli bir tarihi içermediği görülmüştür.
Tahliye taahhüdünde, tahliye tarihi belli (açık) bir şekilde yer almadığından Türk Borçlar Kanununun 352. maddesinin aradığı anlamda bir tahliye taahhüdünün varlığından bahsedilemez.

O halde, ilk derece mahkemesince belirtilen gerekçe ile davanın reddine ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…”

3. Tahliye Taahhütnamesi, İlk Kira Sözleşmesinden Önce ya da Kira Sözleşmesi İle Aynı Anda Düzenlenmemiş Olmalıdır.

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 08.03.2010 Tarihli, 2009/12238 E., 2010/2452 K. Sayılı kararı;
“…Öte yandan davalı taahhüt altındaki imzayı kabul etmiştir. Bu durumda davalının tahliye taahhüdünü boş olarak verdiği ve üzerinin sonradan doldurulduğu iddiası dinlenemez. Zira, belgeyi imza etmekle boş olan kısmın ne şekilde doldurulacağını peşinen kabul etmiş sayılır. Bu nedenle, dava süresinde açıldığına göre davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir…”

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 22.09.2014 Tarihli, 2014/7025 E., 2014/10145 K. Sayılı kararı;
“İlk kira sözleşmesinden sonra her yıl yenilenen kira sözleşmesi ile birlikte davacının tahliye taahhüdü aldığı anlaşılmaktadır. En son yenilenen kira sözleşmesi 14.1.2012 başlangıç tarihli ve bir yıl sürelidir. Tahliye taahhüdü ise 01.05.2012 düzenleme tarihli ve 14.1.2013 tahliye tarihlidir. Davacı bu tahliye taahhüdüne dayalı olarak 22.1.2013 tarihinde başlattığı icra takibi ile kiralananın tahliyesini istemiştir. Ödeme emri davalıya 25.12.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Ödeme emrine itiraz üzerine davacı genel mahkemede tahliye taahhüdüne dayalı olarak itirazın iptali ve tahliye davası açmıştır. Davanın açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.

Davalı vekili ise davacının her yıl bağımsız kira sözleşmesi yaptığını ve aynı tarihli tahliye taahhüdü aldığını bununda bir sonraki yıl kira bedelinin artırılması için baskı aracı olarak kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk kira sözleşmesinden sonraki sözleşmelerde kabul edilen tahliye taahhüdü kötü niyet iddiası ileri sürülüp ispat edilmedikçe geçerlidir. Tevali eden taahhütler alınması davacının kötü niyetini göstermez. Kötü niyetin davalı tarafından kanıtlanması gerekir. Bu ispat edilmediği sürece tevali eden taahhütler geçerlidir…”

4. Tahliye Taahhüdünden Sonra Yeni Bir Kira Sözleşmesi Yapılmamış Olmalıdır.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 28.03.2017 Tarihli, 2017/1615 E., 2017/4518 K. Sayılı kararı;
“…Davacı vekili, 07.01.2014 tanzim ve 01.10.2015 tahliye tarihli tahliye taahhüdüne dayanarak, davalı hakkında 07.10.2015 tarihinde icra takibi başlatmıştır. Davalı, gerek icra takibine karşı süresinde yaptığı itirazında gerekse mahkemedeki savunmalarında, taahhütnamedeki imzaya karşı çıkmamış, sözleşmenin yenilendiğini, taahhüdün baskı altında verildiğini ileri sürmüştür. Davacı yazılı sözleşme ve tahliye taahhüdüne dayandığına göre davalının sözleşmenin yenilendiğini ya da uzatıldığını aynı kuvveti haiz yazılı bir belge ile kanıtlaması gerekir. Davalı, takibe dayanak yapılan 07.01.2014 tarihli adi yazılı tahliye taahhüdünden sonra, davacı ile aralarında 07.09.2014 tarihli kira sözleşmesi akdedilerek kira sözleşmesinin yenilendiğini ileri sürmüş ve taraflarca akdedildiği anlaşılan 07.09.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesini dosyaya sunmuştur. Bu durumda tahliye taahhüdünden sonra, davacı tarafça itiraz edilmeyen 07.09.2014 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile kira sözleşmesinin yenilendiği ve tahliye taahhüdünün hükümsüz kaldığı değerlendirilerek Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi doğru değildir…”

5. Tahliye Taahhütnamesi Kiracının Bizzat Kendisi ya da Vekili Tarafından İmzalanmış Olmalıdır.

6. Birden Fazla Kiracı Sıfatına Sahip Kiracı Varsa Bütün Kiracılar Tarafından Tahliye Taahhüdü İmzalanmış Olmalıdır.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 13.04.2015 Tarihli, 2015/111 E., 2015/9607 K. Sayılı kararı;
“…Somut olayda taraflar arasında 22/01/2013 kira başlangıç tarihli kira sözleşmesi bulunduğu kira sözleşmesinde kiracı olarak B. E.ve W. M. olduğu görülmektedir.
Tahliye hakkı bölünemeyen haklardan olup kiracıların birden fazla olması halinde aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan borçlulardan sadece biri hakkında takip yapılması halinde bu takip bu hali ile kesinleşse dahi borçlunun taşınmazdan tahliyesi yapılamaz….”

Taahhüt Nedenine Dayalı Tahliye Davası Kimler Tarafından Açılabilir?

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 09.07.2014 Tarihli, 2014/7363 E., 2014/9192 K. Sayılı kararı;
“…Taahhüt nedenine dayalı tahliye davasının mutlaka kiraya veren tarafından açılması gerekir. Kiraya veren durumunda olmayan malikin dava hakkı yoktur. Ancak, yeni malik önceki malikin ve kiraya verenin halefi olarak eski malik zamanında verilmiş taahhüde dayanarak dava açabilir.
Takipte dayanılan ve karara esas alınan kira sözleşmesini miras bırakan K. I. kiralayan olarak imzalamıştır. Tahliye taahhüdü nedeniyle tahliye davası ancak kiraya veren tarafından, ölümü halinde de mirasçıları tarafından açılabilir. K. I. 07.06.2012 tarihinde ölmüş, geriye mirasçı olarak davacıları bırakmıştır. Bu durumda kiraya verenin mirasçıları olan davacıların kiraya veren zamanında verilen tahliye taahhüdüne dayanarak takip yapmasında ve dava açmasında bir usulsüzlük yoktur…”

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 22.06.2011 Tarihli, 2011/1876 E., 2011/6837 K. Sayılı kararı;
“…Kira sözleşmesinin ön yüzünde kiralayan olarak her ne kadar A… Ö…’ün adı yazılı ise de sözleşmenin son sayfasında ‘‘kendisine asaleten, diğer mirasçılara vekaleten A… Ö… K…’‘ isim ve imzası bulunmaktadır. Bu durumda, kiralayan tek başına A… Ö… olmayıp, A. Ö. ile birlikte A. Ö. tarafından vekaleten yerlerine imza atan diğer mirasçılar da kiralayandır. Yukarıda açıklandığı üzere bu davanın kiralayan tarafından açılması gerekir.

Ancak birden fazla kiralayan olması hallerinde kiralayanların tümü tarafından dava açılmalıdır. Kiralayanların birisi tarafından tek başına dava açılması mümkün değildir. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup Hakim re’sen ve yargılamanın her aşamasında bu hususu dikkate almalıdır. Bu nedenle mahkemece öncelikle kira sözleşmesinde davacı A… Ö… tarafından yerlerine vekaleten hareket edilen ‘‘diğer mirasçılar’‘ ibaresi davacıya açıklatılması, diğer kiralayanlar(mirasçılar) tespit edilmesi ve bu kiralayanların muvafakatlarının sağlanması için davacı tarafa uygun süre verilmesi, tüm kiralayanların muvafakatlarının sağlanamaması halinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir…”

Tahliye Taahhütnamesi İle Tahliye Ne Zamana Kadar İstenebilir?

Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 17.03.2016 Tarihli, 2015/9993 E., 2016/1961 K. Sayılı kararı;
“…Davacı 18.03.2015 tarihinde açtığı dava ile adi yazılı nitelikteki 20.05.2013 düzenleme ve 01.02.2015 tahliye tarihli tahliye taahhüdüne dayanılarak kiralananın tahliyesini istemiştir. Ancak taahhüt edilen tarihi izleyen bir aylık süre geçtikten sonra tahliye taahhüdüne dayanılarak açılan dava da süresinde değildir. Bu durumda mahkemece, tahliye taahhüdüne ve ihtiyaç iddiasına dayanılarak açılan davanın her iki nedene dayalı olarak da süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir…”

Tahliye Taahhütnamesi ile Kiracının Tahliyesi İçin İcra Takibi

Kiracının Tahliye Emrine İtirazı

İmza İtirazının Açık Ve Net Olması Gerekir

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.06.2018 Tarihli, 2018/10745 E., 2018/13944 K. Sayılı kararı;
“…Alacaklı, noterlikçe resen tanzim edilmiş veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir belgeye dayanmadıkça, tahliye taahhüdündeki imza ve tahliye tarihine itiraz edilmesi halinde icra mahkemesinden kiralananın tahliyesi istenemez. Borçlu vekilinin “belgeyi imzaladığını hatırlamamaktadır” ifadesi açık ve net olarak imzaya itiraz olarak kabul edilemez. Bu durumda mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir….”

Hem Tahliye Taahhütnamesine Hem de Gereksinim Nedenine Dayalı Olarak Tahliye Talep Edilebilir.

Tahliye Taahhüdüne Aile Konutu İtirazı

Bu takip ve dava süreçlerinde usule ve esasa ilişkin eksiklikler, yanlışlıklar sebebiyle mağduriyet yaşamamak adına hukuki probleminizi bir avukat aracılığıyla takip etmeniz en iyi sonucu alabilmeniz adına en doğru hamle olacaktır.

Leave a comment

Adres

Ömerağa Mah. Tahsin Marmara Sk. Rızabey Apt. No: 9/2 İzmit/KOCAELİ

Telefon

+90 542 228 41 07

Çalışma Saatleri

Pazartesi - Cuma : 08:30 - 18:00, Cumartesi : 09:30 - 14:00

2025 Av. Muhammet Soner SERT